Neden mi değerli? Çünkü Rönesans dönemi Avrupasında bu renk lapis lazuli taşı öğütülerek elde ediliyordu.
MISHKA’nın ilk bağımsız koleksiyonu olan Ultramarine’i tasarlarken biz bu renkten ilham aldık. Biz, takıların erkek ve kadın olarak ayrılmasına karşıyız. Herkesin cinsiyetinden bağımsız olarak istediğini giyebileceği ve takabileceği bir dünyada yaşamak istiyoruz. Mavi rengi seçme nedenimiz de bu- mavi erkek rengi olarak tanımlanıyor çünkü. Ve bir rengin bir cinsiyete bağlanması ne kadar absürtse, takı ve mücevherlerin de kadın aksesuarları olarak tanımlanması o kadar absürt.
Bu düşünceden yola çıktık, “Renkler her kes için, takılar her kes için!” dedik ve unisex takı koleksiyonumuzu yarattık.
Ultramarine üzerinde çalışırken bir soru üzerinde çok düşünüyorduk: bizi istediğimiz gibi görünmekten, istediğimiz gibi giyinmekten alıkoyan ne? Galiba, başkalarının düşüncelerine kendimizi ifade etmekten fazla önem vermek – kendimizi yeterince sevmemek. O yüzden bu koleksiyonu özsevgiye adadık. Kendini seven bir bireyin, kendisini tarzı ile özgürce ifade edeceğine, istediyini giyeceğine, istediğini takacağına inanıyoruz çünkü.
Bu koleksiyondaki parçalar minimalist ama gözeçarpan, kullanmaya alışık olduğumuz takıların şekil değiştirmiş hali. Hangimiz çok büyük halka küpe takmadı ki mesela?
Biz halkaları ovale dönüştürdük, kulağın içinden geçiyormuş görüntüsü verdik ve iç kısmını mavi emaye ile kapladık:
